🇹🇷 Suriyeli Kürt komutan Erdoğan ile diyalog yollarını açtı
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin Türkiye ile doğrudan temas kurduklarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye açık olduklarını belirtmesi, bölgesel diplomatik dinamikleri derinden etkileyebilecek önemli bir gelişmedir. Bu açıklama ve beraberindeki potansiyel diplomatik analizleri aşağıda detaylandırıyorum:
Mazlum Abdi’nin Açıklamasının Detayları:
Doğrudan Temas İddiası: Mazlum Abdi, SDG’nin Türk yetkililerle “doğrudan” iletişim kanallarının bulunduğunu ifade etmiştir. Bu, arabulucular aracılığıyla gerçekleşen dolaylı temasların ötesinde, taraflar arasında doğrudan bir diyalog mekanizmasının varlığına işaret etmektedir.
Ateşkes Vurgusu: Abdi, yaklaşık iki buçuk aydır Türkiye ile “geçici ve şartlı bir sükunet” veya “ateşkes” durumunda olduklarını belirtmiştir. Bu ateşkesin kalıcı hale gelmesini umduklarını dile getirmiştir. Bu, sahada çatışmaların azaldığı veya durduğu bir dönemin varlığını göstermektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Görüşme Açıklığı: En dikkat çekici noktalardan biri, Abdi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu açıkça ifade etmesidir. “Şu an bir plan yok, ancak görüşmemde hiçbir sakınca görmüyorum. Türkiye ile savaş halinde değiliz ve gelecekte ilişkiler gelişebilir. Buna açığız” sözleri, SDG’nin Türkiye ile normalleşme ve uzun vadeli bir ilişki kurma isteğinin bir göstergesidir.
“PKK’nın silah bırakma sürecinin ürünü” ifadesi: Abdi’nin, Türkiye ile olan ateşkesin “PKK’nin kendi kararı” olan silah bırakma sürecinin bir ürünü olduğunu belirtmesi, bu iki örgüt arasındaki ilişkinin ve PKK’nın aldığı kararların SDG üzerindeki etkisinin altını çizmektedir. PKK’nın 12 Mayıs’ta silah bıraktığını ve kendini feshettiğini açıklaması, bu diplomatik açılım için bir zemin hazırlamış olabilir.
“Türkiye’nin çözümünü istediği güvenlik dosyaları”: Abdi, Türkiye’nin çözümünü istediği bazı güvenlik dosyaları üzerinde çalıştıklarını da ifade etmiştir. Bu dosyaların sınır hatları, temas hatları ve SDG’nin Suriye ordusuyla bütünleşmesi gibi konular olduğu belirtilmiştir. Bu da Türkiye’nin temel güvenlik endişelerinin ele alındığına dair bir işaret olabilir.
Türkiye’nin Tepkisi (Gelen Haberler ve Açıklamalar):
Mazlum Abdi’nin bu açıklamalarına karşılık, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Abdi’nin söylediği manada resmi bir görüşme olmadığını vurgulamıştır. Çelik, “Onlar ne zaman silah bırakır ve bu çerçeve gerçekleşir, o zaman herkesle görüşülebilir. Silah bırakma konusunda bir adım atılır ve bunun nasıl yönetileceğiyle ilgili bir tablo ortaya çıkarsa o zaman MİT onlarla temas eder” demiştir. Bu açıklama, Türkiye’nin SDG ile diyalog için temel şartının “silah bırakma” olduğunu ve şu anki temasların resmi bir görüşme niteliğinde olmadığını belirtmektedir. Ancak, MİT’in “silah bırakma” durumunda temas kurabileceğinin belirtilmesi, kapının tamamen kapanmadığını göstermektedir.
Diplomatik Analiz: Suriye-Türkiye-ABD Üçgeni ve Yeni Diplomatik Düzen
Mazlum Abdi’nin bu açıklamaları, Suriye’nin kuzeydoğusundaki karmaşık siyasi ve güvenlik tablosunda önemli bir dönüm noktasına işaret edebilir. Analizde belirtildiği gibi, bu durum, Suriye-Türkiye-ABD üçgeninde ciddi bir arabuluculuk ve potansiyel olarak “PKK sonrası yeni bir diplomatik düzen” işaretidir:
ABD’nin Rolü ve Arabuluculuk: SDG’nin en önemli destekçisi olan ABD’nin, Türkiye ile SDG arasındaki gerilimi azaltmak ve bir diyalog ortamı yaratmak için aktif rol oynadığı biliniyor. Abdi’nin “arabulucular da mevcut” ifadesi, ABD’nin bu süreçteki etkisini doğrular niteliktedir. ABD, bölgedeki istikrarı korumak ve DEAŞ ile mücadelede SDG’yi bir ortak olarak tutmak isterken, NATO müttefiki Türkiye’nin güvenlik endişelerini de göz ardı edememektedir. Bu durum, ABD’yi doğal bir arabulucu pozisyonuna itmektedir.
“PKK Sonrası” Yeni Bir Düzen İhtimali: PKK’nın silah bırakma ve kendini feshetme kararı, Türkiye’nin uzun süredir temel güvenlik tehdidi olarak gördüğü bir yapının dönüşümünü veya etkisiz hale gelmesini hedefleyen bir sürecin başlangıcı olabilir. Eğer bu süreç gerçekçi ve somut adımlarla ilerlerse, Türkiye’nin Suriye’deki Kürt gruplarına yönelik politikası da evrimleşebilir. Abdi’nin açıklamaları, SDG’nin bu yeni duruma adapte olma ve Türkiye ile daha yapıcı bir ilişki kurma isteğini yansıtmaktadır. “PKK sonrası” bir düzende, SDG’nin Suriye’nin geleceğinde daha meşru bir siyasi aktör olarak yer alabilmesi için Türkiye ile uzlaşması kritik önem taşıyor.
Türkiye’nin Güvenlik Öncelikleri: Türkiye için SDG’nin omurgasını oluşturan YPG’nin PKK ile olan bağları temel bir güvenlik sorunudur. Abdi’nin temas ve görüşme teklifleri, Türkiye’nin güvenlik endişelerini (sınır güvenliği, terörist unsurların varlığı vb.) gidermeye yönelik somut adımlar atılmasına bağlı olacaktır. Türk yetkililerin “silah bırakma” şartı, bu endişelerin ne kadar merkezi olduğunu göstermektedir.
Suriye’nin Bütünlüğü ve Geleceği: Suriye’de rejimin çöküşü ve ülkenin bölünme riski, tüm aktörler için ciddi bir endişe kaynağıdır. SDG’nin Suriye ordusuyla bütünleşmesi gibi konuların gündemde olması, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde bir çözüm arayışının parçası olabilir. Bu durum, hem Türkiye’nin hem de bölgedeki diğer aktörlerin Suriye’nin geleceğine ilişkin vizyonlarını etkileyebilir.
Diplomatik Kanalların Açılması: Geçmişteki gerginlikler ve askeri operasyonlara rağmen, taraflar arasında doğrudan veya dolaylı diplomatik kanalların varlığı, kriz yönetimi ve potansiyel çözümler için bir umut ışığıdır. Abdi’nin açık daveti, bu kanalların daha üst düzeyde ve daha resmi bir nitelik kazanması için bir fırsat sunabilir.
Sonuç:
Mazlum Abdi’nin açıklamaları, Suriye krizinde ve Türkiye’nin güney sınırındaki güvenlik dinamiklerinde potansiyel bir değişim sinyali vermektedir. Bu, sadece SDG’nin bir hamlesi değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası güçlerin (başta ABD olmak üzere) perde arkasındaki diplomatik çabalarının da bir yansıması olabilir. Ancak Türkiye’nin net kırmızı çizgileri (terörle mücadele ve silah bırakma) göz önüne alındığında, bu temasların somut bir çözüme dönüşmesi için uzun ve çetin bir diplomatik süreç gerekebilir. Eğer PKK’nın silah bırakma süreci gerçek anlamda ilerler ve SDG, Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek somut adımlar atarsa, Türkiye-SDG ilişkilerinde tarihi bir değişim yaşanabilir. Bu durum, Suriye’nin geleceği ve bölgesel istikrar açısından da önemli kapılar açabilir.
Yorum gönder